İş

Asırlık çınar: ‘Öğretmenlerin Öğretmeni’ Nermin Abadan Unat

Geçtiğimiz günlerde 40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın onur yazarının Nermin Abadan Unat olacağı açıklanmıştı. “Öğretmenlerin Öğretmeni” Unat’ı sadece akademik çalışmalarından değil, ülkemizin içinden geçtiği kritik dönüm noktalarında yaptığı açıklamalardan da tanıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nde “kayyum rektör”e karşı direniş “Vazgeçme, dayan, ayrılma!” sloganıyla sona erdi. Açıklamalarıyla İmamoğlu’na destek veren ve kendisine verilen hapis cezasına karşı İmamoğlu’nu bizzat ziyaret eden Unat, Cumhuriyetin eşsiz simgesi olarak anılmaya devam ediyor.

Unat’ın bugünkü konumuna ulaşması elbette kolay olmadı. Kırmızı Kedi Yayınları’nın çıkardığı ‘Yüzyıllık Umut’ adlı kitapta hayat hikayesini anlatan Unat, 1921 yılında Viyana’da doğduğunu söylüyor. Unat’ın çocukluğu kolaydır. Babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte Budapeşte’ye gitti. Bütün zorlukların başladığı yer burasıdır.

14 YAŞINDA ALINAN BÜYÜK KARAR

Ekonomik açıdan büyük sıkıntılar yaşadıkları Budapeşte’de yaşadıkları dönemde Unat’ın eğitimi de bundan etkilendi. Annesinin “Para veremiyoruz, artık okul yok” demesine çok üzülen Unat’ın elinden tutan ise gazete ve dergilerde okuduğu Mustafa Kemal ile ilgili haberlerdir. Türkiye’de okulun bedava olduğunu öğrenen Unat, bir gün gemileri yakar ve Türk Büyükelçiliğine gider. Gidip “bu böyledir” der ve Büyükelçi Unat’a İstanbul bileti alır.

Unat, 14 yaşında İstanbul’a gelip gemiyle İzmir’e ulaşınca doğruca teyzesinin yanına gitti. Türkçe öğrenirken bir yandan da evdeki öğrencilere Almanca öğretiyor. Ve sonunda dokuzuncu sınıfta İzmir Kız Lisesi’ne girerek eğitimine devam eder.

Yüz Yıllık Umut, Nermin Abadan Unat, 376 sayfa, Kırmızı Kedi Yayınları, 2021.

Unat’ın okuma aşkı hayatı boyunca onu terk etmeyecektir. İzmir Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi’ne kaydoldu. Burada seçkin hocalardan eğitim alıyor. Bu profesörlerin bir kısmı Nazi Almanyasından kaçan profesör ve bilim insanlarıdır.

İSTANBUL YASAL SIRALAMALARDA

Unat hukuk bölümüne girdiğinde İzmir’deki akrabaları ona büyük saygı duymaya başladı. Lise yıllarında ona yaşattıkları acı günler hiç yaşanmamış gibi davranıyorlar. Unat bu zaferin tadını çıkarırken bir yandan da ekonomik zorluklarla uğraşmak zorunda kalır. Uzun zamandır kendi hayatının iplerini elinde tuttuğu için yeniden derin bir nefes alır ve okulun yanı sıra iş hayatına da başlar. Schwickerath adında bir Alman armatör şirketinde tercüman/sekreter olarak çalışmaya başlar.

Bölümünü bitirdikten sonra Ankara’ya yerleşir. Ulus gazetesine katıldı. II. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almancasını kullanarak son haberleri Türkiye’ye aktardı.

1944 yılında Naziler ile Sovyetler arasındaki çatışma gün geçtikçe kızışırken Unat’ın işi giderek zorlaşmaya başlar. Gazete yönetimi ondan her gece radyo dinlemesini istediğinden gecelerini gazete binasında geçiriyor. Bazı geceler Naziler mevzilerini genişletiyor, bazı geceler ise Sovyetler Nazilere ağır darbeler vurarak işgalcileri kovalıyor. Unat bunların hepsini tek tek işler. Öyle ki bazı günler sabahları gazetenin ana manşeti üç kez değişiyor.

ULUS GAZETESİ’NDEN MINNESOTA ÜNİVERSİTESİ’NE

Ünat, üstlendiği bu büyük göreve rağmen Ulus’un tek kadın çalışanıdır. Bu yüzden yabancı gazete muhabirleri onunla röportaj yapmaya bile geliyor. Hatta Unat’a “Milletin Monitörü” lakabını bile verdiler.

Unat uzun süre Ulus’ta çalıştı. 1946 yılında hukuk profesörlerinden ve bir süre CHP milletvekili olan Yavuz Abadan ile evlendi ve ondan büyük destek gördü. Hatta Yavuz Bey, İstanbul gezisi sırasında Unat’a lisansüstü eğitimi için ABD’nin Fullbright Bursu verdiğini ve buna başvurması gerektiğini söyler. Maddi durumu nedeniyle Unat’ın potansiyelinin yok olmasına izin veremez.

Unat, Fullbright Bursu ile Minnesota Üniversitesi’ne başvurur ve kaydolur. Minnesota yılları Unat’ın hayatında önemli bir dönüşüme neden olur. Çünkü Unat siyaset bilimini burada keşfediyor. Türkiye gibi demokrasiyle yeni tanışan bir ülkede sorunların analizine katkı sağlamak açısından siyaset bilimi eğitiminin çok değerli olduğunu düşünüyor. Ve o günden sonra kendini akademik mesleğe ve siyaset bilimine adadı.

SBF’NİN İLK KADIN ÖĞRETMENİ

Amerika’daki deneyimlerini Ulus gazetesine yazan Unat, Minnesota Üniversitesi’nde oldukça başarılı bir dönem geçirdi. Zorunda olmadığı halde bütün sınavlara giriyor ve hepsinden yüksek not alıyor. Unat’ın bu çalışma disiplini bölüm başkanının dikkatini çeker. Ayrıca Ankara Üniversitesi Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanlarına Unat’ın yeterli öğretim üyesi olabileceğini belirten bir değerlendirme mektubu gönderir. Elbette Unat’ın bundan haberi olmayacaktır.

Amerika’ya döndüğünde SBF Dekanı Dr. Fazıl H. Sur, bu nedenle Unat’a asistanlık sınavına girmesini tavsiye eder. Unat, sınavı geçerek SBF’nin ilk kadın öğretim üyesi olarak adını tarihe yazıyor.

Almanya’ya göç eden işçiler, Unat’ın uzun süre tartıştığı ve eserlerini yayımladığı ana konular arasında yer alıyor. 1963 nüfus sayımına göre yaklaşık 36 bin işçinin kontrolsüz göçü ve burada yaşanan kültürel ve ekonomik sorunlar ne yazık ki Türkiye’de yeterince ciddiye alınmıyordu. Unat, göçmen işçilerin sadece döviz getiren kişiler olarak görülmesinin, Dış Göç Bakanlığı’nın kurulmamasının yaşanan sorunları daha da artırdığını savunuyor. Üstelik Unat, bu ve benzeri önerilerle sonuçlandırdığı çalışmasını masasında hazırlamadı. Almanya’nın 58 şehrinde 96 şirkette 494 işçi üzerinde 5 hafta boyunca gerçekleştirilen kapsamlı bir anket sonucunda oluşturuldu.

DIŞ GÖÇ SORUNU VE FEMİNİZM

Unat, 1966 yılında Mülkiye’de Siyasal Davranış Bölümü’nü kurdu. Burada siyaset sosyolojisi, siyasi partiler, seçim sistemleri, kamuoyu ve medya konularında dersler vermeye başlar. Daha sonra bunlara “dış göç” ve “feminizm” konuları da eklenir. Unat, “kadın çalışmaları” sorunuyla ilk kez 1962 yılında Berlin’de karşılaştığını belirtiyor.

Sonraki yıllarda Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen Kadın ve Kalkınma Konferansı’na “Göçmen Kadınların Kurtuluşu ve Sözde Kurtuluşun Sorunları” başlıklı bir bildiriyle katıldı. Konuşmasında göçmen kadın işçilerin ekonomik olarak diğerlerine göre daha bağımsız olduklarını ancak daha fazla tüketme eğiliminde olduklarını söylüyor. Ayrıca 60’lı ve 70’li yıllarda büyük kentlerde artan iç göç sorununun ve çok sayıda kadın çalışanın üretime dahil olmasının 80’li yıllarda kadın hareketinin oluşmasında etkili olduğunu düşünüyor.

Unat, hem akademik mesleğinde hem de yaşamının hemen her aşamasında, yurt içi ve yurt dışında çalıştığı birçok yerde barış ve demokrasi tutkunu olarak yaşamış, kadınların özgürlük ve eşitliğini savunmuş ve bunu eserlerinde dile getirmiştir.

Şu anda 102. yaşını kutlayan Unat’ı saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu